5 Şubat 2010

Fenerbahçe - Bursaspor...




Maç öncesinde Bursaspor'un Türkiye Kupası'nda çıkabilecek en zor rakip olduğunu düşünüyordum. Hızlı giden forvetleri, baskılı oyunu ve oyunu iyi okuyan teknik direktörü ile Bursa muhtemel rakipler arasında beni en çok korkutan takımdı.

Ama maçın başında bu korku yerini rahatlığa bıraktı. İlk düdükten itibaren Fenerbahçe'nin orta saha ve forvet oyuncuları müthiş bir baskı uygulamaya başladılar. Semih'in istekli görüntüsü, Emre'nin baskısı, Baroni'nin her zaman bir pas imkanı sunması Fenerbahçe'nin rahat galibiyetindeki en büyük unsurlardı.

Zemin bir ilginç, Fenerbahçe gibi ayağa pas yapan, kale vuruşlarını bile kısa kullanmayı tercih eden bir takım için bozuk bir zemin inanılmaz bir dezavantaj. Şükrü Saracoğlu'nda taraftar da olmasa Fenerbahçe'nin deplasmanda oynadığı maçlardan bir farkı olmazdı dün gece oynanan karşılaşma.

Defansif açıdan Fenerbahçe çok fazla pozisyon vermiyor. Ama bu sarı lacivertli defansın mükemmel olduğu anlamına gelmiyor. Bilica fantezi hareketlerinden vazgeçmeli. Hayatımda ilk defa bir defans oyuncusunu sırtı dönük çalım atmaya çalışırken gördüm. Lugano topu oyuna olumlu sokmakta ısrarcı olunca Fenerbahçe'nin top kullanma yüzdesi de yüksek oldu. Andre Santos'un gerçek bir sol bek olmadığı ortada. Defansif anlamda bir tane olumlu hareket yapmadı. Kanat oyuncusu olduğu ortada ancak bek değil. Gökhan inanılmaz bir oyuncu. Maçın 70. dakikasında 80 metre bir depar attı ve ataka katkıda bulundu. Fenerbahçe topu kaptırdığı anda ise aynı hızla geri döndü.

Emre - Baroni ikilisi çok rahat ancak bu rahatlık bazen yerini rehavete bırakıyor. Net skor ve kaliteli futbol orta sahada yapılan top kayıplarının göze batmamasına neden oldu. Daha teknik bir takıma karşı oynanılsa bu kayıplar büyük sıkıntı yaratabilir.

Uğur'a üzüldüm. Tam form tutmaya ve Daum'un gözüne girmeye başladığı anda ağır bir sakatlık geçirdi. Geçmiş olsun demekten başka yapacak birşey yok.

Fenerbahçe açısında Bursaspor maçının en olumlu noktası takımdaşlık ve Alex'in kurtarıcı rolüne soyunmak zorunda kalmaması. Alex yine gollerin gizli kahramanıydı ama Fenerbahçe'nin tek hücum opsiyonu değildi.

Son maçlarda form tutan ve gollü galibiyetler elde eden Fenerbahçe hem kupanın hem de Turkcell Süper Lig'in en büyük favorisi haline geldi. Tabi Türkiye'de herşey günlük alınacak 2 mağlubiyet Fenerbahçe gökyüzünü kara bulutlarla kaplayabilir.

Hiç yorum yok: